28 Mart 2012 Çarşamba

Başka yolu yok - Mükemmel bir şiir

Şimdilerde ben kaf dağının ardındaki zümrüdü anka rolündeyim..Yani yine yok oluşun simgesi…Yani yine sebepsiz bitişlerin tek varisi..Yani yine acınası..Yani yine çaresiz..Ve yani yine ben..Ben hep terk edilen..Ve çaresizliğin girdabında kendini yok oluşa doğru şizofren düşlerle sürükleyen..




Yine yok oluşun eşiğindeyim..Bu defa küllerimden doğmak yok..Sonu belli olmayan bir yoldayım..Bu defa geri dönüşü yok…Çaresizim,yalnızım,sensizim kurtuluşu yok…Yok olmanın vaktidir..Başka yolu yok!!!






Giden sevgiliye mükemmel bir söz

      
    Bana bütün erkekler aynı dediğinde gözlerinde bir ışık hissetmiştim.masumluk adına 24 saatin herbir dakikasında seni düşünmek gibi bir kusurum oldun benim için. masumluğunun bittiği gün öldün benide öldürdün ,dünyaya postamı koyardım ya hani senin için,aşka olan inancımı da aldın güle güle git......

Çok Sevmeyeceksin... Güzel sözler

Sen çok seversin, sağ gözün sol gözünden sakınır ama bunun zerre karşılığını göremezsin. Bazen isyan etmek ister, kapıyı suratına çarpıpta dönmemek üzere gitmek istersin ama yapamazsın... Ne ondan kaçabilirsin ne de vefasızlığı ile yaşayabilirsin. Çünkü bir kere çok sevdiysen eğer; her akşam ölecek, her sabah o acıları yeniden yaşamak için tekrar dirileceksin. Bu onun umrunda bile olmayacak belki, sen yine boş bir telaş içinde uğraşacaksın... Ama boşuna! Ne onun yüzünden adam gibi ölebilecek ne de onunla adam gibi yaşayabileceksin...


O yüzden şairinde dediği gibi arkadaş "ÇOK SEVMEYECEKSİN.''
 

Arkadaş 'ım olurmusun ?

    Öyle yapayalnız kalmak gerekiyor bazen, yüzlerce insanın arasından kendini sıyırmak gibi birşey var ulu orta. herşeyden uzak bir köşede yakarken sigarayı aradıgın şey olabilir mi acaba.

Anlamadan anlamış gibi gözüken insanlardan daha çok acaba nasıl çözüm olunur diye düşünenen bir insan lazızm olamaz mı ?

belkide yılın sorusu olabilir ! Arkadaş 'ım olurmusun ? Derdimi kahrımı bedava çekermisin...

24 Mart 2012 Cumartesi

Yusa tepesine ulaşım nasıl gidilir

          Beykoz 'da bulunan yuşa tepesine nasıl gidilir. Yuşa tepesi ulaşım nasıl yapılır, Yuşa tepesi nerededir. Yuşa hz. ne gitmek, Yuşa tepesine gitmek, Yuşa hazretlerine gitmek arama sonuçlarına göre yol tarifi.

Beykoz 'un en güzel yeri olan tokatköy tepesindeki Yûşa Aleyhisselamın kabrinin oldugu yere Kavacık noktasıyla gidiş çok rahat olabilir. Fatih Sultan mehmet köprüsü ana nokta olarak alınırsa 2 yol tarif edilerek Yuşa tepesine çıkılınabilinir.

Kavacık istikametinden kanlıca ya inerek sahil şeridinden Beykoz takip edilerek Anadolukavağı istikametine gidilir ve Yuşa tepesi Anadolu kavağına gelmeden solda kalır.

Yada Fatih sultan mehmet köprüsünden direkt devam edilerek Acarlar Beykoz yolu takip edilerek otoban sonundaki kavşaktan beykoz istikametine gidilir Tokatköy yolundan yukarı çıkıldıgında direkt önünüze gelir.

Yuşa tepesine huzur içinde gidilir.

sevgilerle...

Yuşa Aleyhisselam

Yûşa Aleyhisselam kimdir, Yuşa peygamber, Yuşa Hz. , Yuşa hazretleri türbesi, Yuşa Aleyhisselam tarihi, kabri, mezarlıgı, Yuşa Aleyhisselam kabri, Rüyada Yüşa Alehisselam ı görmek gibi arama sonuçarında yazım sonuçları


Yuşa Aleyhisselam Yeşû

Mûsâ aleyhisselâmın yeğenidir. Yûsüf aleyhisselâmın soyundandır.


         İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden Mûsâ aleyhisselâmdan sonra gönderilmiş olup Mûsâ aleyhisselâmın yeğeni veya vekiliydi. İsmi Yûşâ olup, Hıristiyanlar Yeşû diyorlar. Yûsuf aleyhisselâmın neslinden gelen Nûn'un oğludur. Annesi Mûsâ aleyhisselâmın kızkardeşidir. Yûşâ aleyhisselâm Mûsâ aleyhisselâma bildirilen dinin esaslarını insanlara tebliğ etti. Mısır'da doğan Yûşâ aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâmın husûsi talebesi, hâlis hizmet görücüsü ve en yakın dostlarındandı. Mûsâ aleyhisselâm Firavun'un zulmü üzerine Allahü teâlânın emriyle kendine inanan ve tâbi olanlarla birlikte Mısır'dan Tih sahrasına hicret ederken Yûşâ aleyhisselâm da onunla beraber bulundu. Mûsâ aleyhisselâmın Hızır aleyhisselâmla görüşmek üzere çıktığı yolculukta onunla berâber bulundu. Mûsâ aleyhisselâm Hızır aleyhisselâmla karşılaşınca Yûşâ aleyhisselâm geriye döndü. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâmın kavmine Arz-ı Mev'ûdu (Filistin ve Şam bölgesini) ihsân edeceğini bildirdi. Fakat isrâiloğulları o beldelerde zâlim ve zorba bir kavim olan Amâlikalıların bulunduğunu ileri sürerek gitmek istemediler. Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma vahyedip: ''Ey Mûsâ! Ben burayı sizin için memleket ve yerleşme yeri olarak yazdım; takdir ettim. Oraya git ve düşmanlardan kim varsa onlarla harp et. Zirâ onlara karşı sizin yardımcınız benim. Kavminden her koldan bir temsilci (nakib) seç al. Onlar vefâkar ve itâatkar olsunlar.'' buyurdu. Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm her bir koldan iyi haber toplayan, sözünde sâdık ve vefâkar birer temsilci seçti. Bunları Eriha şehri ve ahâlisi hakkında bilgi toplamak için gönderdi. Aralarında Yûşâ bin Nûn'un da bulunduğu haber toplamakla vâzifeli kimseler Eriha'ya gittiler. O belde ahâlisinin iri cüsseli, çok kuvvetli ve kalabalık olduğunu görünce korktular. Geriye dönüp kavimlerine gördüklerini anlatarak onların harbe gitmelerine mâni oldular. Mûsâ aleyhisselâmın kavmi, gelen temsilcilerin anlattıklarını dinleyip harp etmekten vaz geçtiler. İçlerine korku düşüp, feryâda başladılar: ''Keşke Mısır'da ölseydik. Yâhut burada ölsek de, Allah bizi o zâlimlerin memleketine sokmasa, yoksa hanımlarımız, çocuklarımız ve mallarımız ganimet olarak kalacak.'' dediler. Temsilciler içinde bulunan, Allahü teâlânın kendilerinden ''İsmet ve tevfik'' ile haber verdiği Yûşâ bin Nûn ile Kâlib bin Yuknâ ise kavimlerine gelip, Eriha beldesi ahâlisinin kötü hallerinden bahsetmediler. Diğer kabilelerden o belde ahâlisi hakkındaki haberleri duyanlara ise korkulacak birşey olmadığını, Allahü teâlânın yardım ve inâyetiyle Eriha'nın fethedileceğini bildirip, Mûsâ aleyhisselâma yardımcı olmaya çalıştılar. Onlara dediler ki:






Ey İsrâiloğulları! Cebbarların (zâlimlerin) şehrinin kapısından hemen girin (onların vücutlarının büyüklüğünden korkmayın. Biz onları gidip gördük ve öğrendşk. Onların bedenleri büyük ve kuvvetli fakat kalpleri zayıftır. Sizinle harp etmeye rûhi mentânetleri yoktur.) Bir defâ kapıdan girdiniz mi ( Allahü teâlânın vâd ettiği yardımın size gelmesiyle) elbette siz gâliblerden olursunuz. Siz gerçekten inanan, Allahü teâlânın vâdini tasdik eden kimseler iseniz, (Allahü teâlânın kudretine, size yardım edeceği hakkındaki vâdine, Mûsâ aleyhisselâmın peygamber olduğuna inanıyor, imân ediyorsanız, düşmanların boy ve cüsselerine bakarak aldanmayınız. Onlardan korkmayınız. Size ilâhi yardımın geleceği husûsunda ve bütün her hâlinizde) Allahü teâlâya tevekkül ediniz. ( O'na itimad ediniz. Yanlız o'na güveniniz ve cihâddan geri durmayınız.) (Mâide sûresi: 23). Fakat İsrâiloğulları onların söylediklerine inanmadılar ve Mûsâ aleyhisselâmın nasihatlerine uymadılar. Yûşâ bin Nûn ve Kâlib bin Yuknâ aleyhisselâm taş ve sopalarla öldürmek istediler. İsrâiloğulları Yûşâ bin Nûn ve Kâlib bin Yuknâ'yı taşlayıp, Mûsâ aleyhisselâma karşı gelerek Allahü teâlâ isyân edince Mûsâ aleyhisselâm üzüldü. Allahü teâlâ isrâiloğullarını kırk sene müddetle Ary-ı Mev'ûd denilen bölgeye girmelerini haram kıldığını bildirdi. ''Biz harbe gitmeyiz'' diyerek isyân eden kimseler kırk sene müddetle Tih sahrasında şaşkın bir hâlde dolaştılar. Kırk sene içinde öldüler. Kırk senenin sonuna doğru Hârûn aleyhisselâm vefât etti. Mûsâ aleyhisselâm vefât ederken yerine Yûşâ aleyhisselâmı halife bıraktı. Allahü teâlâ Yûşâ aleyhisselâmı da İsrâiloğullarına peygamber olarak vazifelendirdi. Bu sırada Mûsâ aleyhisselâma karşı çıkıp; ''Biz harbe gitmeyiz'' diyen kimseler ölmüş, onların yerlerine oğulları ve torunları çoğalmıştı. Allahü teâlâ Yûşâ aleyhisselâma isrâiloğullarını toplayıp Tşh sahrasından çıkarmasını ve Arz-ı Mev'ûd denilen bölgeye gidip cebbârlarla (zâlimlerle) harp etmesini emretti. Yûşâ aleyhisselâm İsrâiloğullarını toplayarak Eriha şehrini kuşattı. Kuşatma altı ay sürdü. Nihâyet bir cumâ günü akşam üzeri mûcizeler göstererek şehri fethetti. Yûşâ aleyhisselâm ve o'na inananlar Eriha'yı fethettikten sonra İlyâ (Eyliyâ) şehrini de aldılar. Bu şehrin Yûşâ aleyhisselâm tarafından fethedildiğini duyan çevre şehirlerin hükümdarlarından beşi bir araya gelip İsrâiloğullarıyla topluca savaşa girdiler. Sonunda hepsi de yenilerek hezimete uğradılar.






Yûşâ aleyhisselâm Eriha ve İlyâ şehirlerini ve civârını fethettikten sonra Belka şehri üzerine yürüdü. Belka şehrini de fethedip, Belâk adındaki hükümdarını ve İsm-i A'zam duâsını bildiği halde Yûşâ aleyhisselâmın ordusuna karşı bedduâ etmeye teşebbüs eden, fakat ibret için dili göğsü üzerine sarkık kalan Bel'âm bin Bâûrâ'yı öldürdü. böylece Belka şehride fethedilmiş oldu. Eriha, İlyâ ve Belka şehirlerinin fethedilmesinden sonra Arz-ı Mev'ûd diye bilinen Filistin ve Şam diyarı da peyderpey İsrâiloğullarının eline geçti. Fetihler yedi sene devâm edip Kudüs şehri de Yûşâ aleyhisselâm ve ona inananlar tarafından fethedildi. Bu bölgedeki diğer şehirleri de fetheden Yûşâ aleyhisselâm batıda beş şehre gidip orayıda düşmanlardan aldı. Daha sonra Şam diyârına giderek orada yerleşmiş otuz bir hükümdarlığın beldelerini zaptetti. Putperest ve Allahü teâlâya isyân eden hükümdarları öldürtüp memleketlerini İsrâiloğulları arasında taksim etti. İsrâiloğullarını Arz-ı Mev'ûd'a yerleştiren Yûşâ aleyhisselâm, onlara Mûsâ aleyhisselâma nâzil olan Tevrât'ı okudu ve hükümlerini açıkladı. Onların Allahü teâlâya imân ve ibâdet üzere kalmalarına çalıştı. Yûşâ aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâmın vefâtından sonra yirmi yedi yıl insanlara Allahü teâlânın emirlerini bildirdi. Ömrünün sonuna doğru hastalandı. Yerine Kâlin bin Yuknâ'yı halife tâyin etti. Yüz yirmi yedi yaşında vefât etti. Kabrinin Nablûs veya Haleb yakınındaki Mearre şehrinde olduğu rivâyet edilir. Yûşâ aleyhisselâm İstanbul'a hiç gelmedi. Beykoz Tepesinde ziyâret edilmekte olan kabrin Yûşâ peygambere âit olduğu söyleniyorsa da târihi bilgilere uygun değildir. Bu bir veli veyâ havârilerden birine âit olabilir. Böyle ise yine kıymetlidir. Kabrin Yûşâ peygambere âit olup olmadığını kesin olarak söylemek uygun değildir. Yûşâ aleyhisselâm karayağız, orta boylu, güzel yüzlü, iri gözlü, yassı göğüslü bir görünüşe sahipti. Yüzünün güzelliği Yûsuf aleyhisselâma çok benzerdi. Cesûr, kahraman, yiğit, harp taktik ve tekniğinde mahâret sâhibiydi. Mûsâ aleyhisselâma gönderilen Tevrât'ın hükümleriyle amel edip, insanlara tebliğ etmekle vazifelendirilmişti. Tefsir âlimleri Mâide sûresi 23. âyetinde bildirilen Allahü teâlâya imân edip, o'ndan korkanlardan iki kimseden birisinin ve Kehf sûresi 60- 65. âyetlerinde bildirilen Mûsâ aleyhisselâmın Hızır aleyhisselâmla görüşmek üzere yolculuk ettiği sırada yanında bulunan gencin Yûşâ aleyhisselâm olduğunu bildirmişlerdir.






MÛCİZELERİ:






1- Yûşâ aleyhisselâm, Eriha'yı fethetmek üzere İsrâiloğullarını topladı. Yolculuk esnâsında Şeria (Ürdün) Nehrinin suları çok olduğu için geçemediler. Nehrin üzerinde köprü de yoktu. Yûşâ aleyhisselâm duâ edince Şeria Nehrinden bir yol açıldı. İsrâiloğulları o yoldan geçtikten sonra sular tekrar eskisi gibi akmaya devâm etti. 2- Bir şehrin fethi esnâsında kuşatma uzun sürmüştü. Bütün çalışmalara rağmen surlarda gedik açılmamıştı. Yûşâ aleyhisselâm duâ etti. Allahü teâlânın kudretiyle yer sarsılıp kalenin surları yıkıldı. Yûşâ aleyhisselâm ve ona inananlar şehre girip fethettiler. 3-Yûşâ aleyhisselâm Kudüs şehrini fethetmek için muhâsara etti. Bir cumâ günü akşam üzeri güneş batarken, güneşin bir müddet daha batmaması için Allahü teâlâya yalvardı: ''Ey Allah'ım! Güneşi geri al!'' diye duâ etti. Allahü teâlânın emri ve takdiri ile batmak üzere olan güneş yükseldi. Bir müddet daha gündüz devâm edip Kudüs fethedildikten sonra battı.






Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde bildirdiği hadis-i şerifte; ''Güneş hiçbir kimse için batmaktan alıkonulmaz. Ancak Beyt-i Mukaddesi fethetmek için gittiği gecelerden birinde Yûşâ aleyhisselâm için batmaktan alıkonuldu.'' buyuruldu.

Yuşa Aleyhisselam Allah c.c sevdigi kuludur.

22 Mart 2012 Perşembe

Aşk bumu sevda bumu, hayat bumu kalp acı

Aşk bumu sevda bumu, hayat bumu kalp acı Şarkısının sözlerini tamamlayınız.

dünya hüzün göz yaş dolu

Eyvah düşüyorum soruları cevapları

Eyvah düşüyorum daki en popiler soruların cevapları

En hızlı soru cevaplar, Eyvah düşüyorum daki sorular ve cevaplar, Star tv

Rivayetlere göre, tarihte amazon kadınlarının yaşadıgına inanılan ilimiz

Rivayetlere göre, tarihte amazon kadınlarının yaşadıgına inanılan ilimiz
Sinop tur.

Aslında rivayet değil bir gerçektir Amozon kadınları.

20 Mart 2012 Salı

Hamsiköy Fırın Sütlaçı - Fazlı usta

    Adındanda anlaşılır bir lezzeti size anlatmak istedim bugün, Hamsiköy fırın sütlaçı, Trabzonlulara özgün bir lezzet olması ve İstanbul 'da kavacık ta bulunan şubesiyle bugün güzel bir lezzeti bize tattırdı.
Bugün sevgilimle  birlikte caddede biraz gezip karnımızı doyurup çay içip keyifli bir gün geçirmenin peşinde gezinirken ilk önce kendi mekanımızda birer çay içtik sonra Rüzgarlıbahçe 'nin o serin caddesinde yürüdük biraz açlıgı hissettigimizde, Fazlı Ustayı gördük ve güzel bir agırlamayla mekana oturduk küçük ama lezzetli bir ortam oldugu belliydi. İçeride ev yemekleri ve içicekleri mevcut...

   İçeriden bir abla çıktı ve hoşgeldiniz dedi o meşhur laz şivesiyle, o kadar özledigimi onun agzından duyunca anladım. Hoşgeldiniz uşaamm diyince, heh dedim geldik işte tamburası diye...

Bize kendi yapımı ev yemeklerini sundu ve karnımızı o lezzetli elleriyle yaptıgı yemekleriyle doyurdu. Bir de Çayeli fasulyesini tattırınca eyvah dedim buradan çıkamıcaz sanırım Çatlamadan...

Yemeğimizi yedikten sonra tatlı istedik, kadayıf ve Fırın sütlacı olduğunu söylediler. Bende sizin tavsiyenize uyacagım dedigimde tabiki Hamsiköy 'ün o fırın sütlacını tavsiye ettiler.

Fırın sütlacı yedigimde tadına doyamadım. kendime ve ailemede birartane paket yaptırdım. ve mekandan ayrıldım tadı hala damagımda Eline sağlık Fazlı usta ...



15 Mart 2012 Perşembe

1877 'de İstanbul 'da bir kurban bayramı

                                İstanbul  Constantinople o büyülü şehir. Bahsi geçen kurban bayramı 1877 'de.
Çok eski bir tarihin fotoğrafını paylaşıyorum 1877 'de İstanbul 'da bir kurban bayramı olarak arşivlerde saklı kalan bu fotoroğraf İstanbul 'un tarihi görseli olarak anımsatıcı resim.


Sizin içinde tarih önemli değil mi ?
kaynak (Google)

Çocuk Psikolojisi Nedir ?

        

        Yaşam evresi bugün insanlığa zor şartlar verebilmekte, insan yaşarken ve yaşamaya çalışırken harcadıgı enerji, Çocuk psikolojisini nasıl etkiler ve Çocuk psikolojisi nedir ?

Bireyler için çocukluk evresi önem taşımaktadır. Uzun bir yolculugun başlangıç zamanı olan çoçukluk, aile içi yaşamla raylarına oturur ve yoluna devam eder. Karaket çizimleri, boy uzamaları, kavgalar, eksiklik bir çok yaşam unsuru hayatın içinde bizlerle beraber.

Çocuk psikolojisi aslında destek ve anlama zamanlarını kapsayan bir yaş grubunu ele alır, yetişkinlik zamanına kadar sürücek olan bu zaman dilimi, yaslanıcak bir dağ arayıp kendini bulucağı bir yolculuk olabilir.
korkak veya cesur yada hür olan bir kişiligin insana küçük bir yaşta enjekte edilebilicegini ? yada bu yalanlara kanmışım diyip kendini bulan bir zihin gelişebilir.

Psikoloji zamansız sorular ve çözülemeyen cevapların var oluşuyla etkilenebilinir.
- Her zaman istedigini alan bir çocuk ? ya alamazsa ?
gibi bir çok soru ve sorular yaşam çerçevesine eklenir. Zihin bu tarz durumlarda yönettigi kişiliği nasıl olgunlaştırır ? işte gerçeklerle yüzleşen çocuk ruhu burada ya bozulur ya temeli sağlam bir yapı olur.

Çocuk psikolojisi bizce ilk olarak çocuğunuzu anlamaktan geçer.

14 Mart 2012 Çarşamba

Aşk 'a dair söylenecek bir kelime

                     


                  Tek başına bir anlamda olsa, belki farklı binlerce anlamın manasıda olabiliyordu AŞK.
Satırbaşından sonuna bir çok şey var Aşk 'a dair söylenicek... Belkide bir kelime. Şairin teki söylüyordu bir kaç kelimeyi bölünmeyi bekleyen duvarlarda.

işte o mükemmel söz... ,

Aşk iki yüzlüdür herzaman...



Ya can'a can katar


Ya da seni senden alır... 
 
 


12 Mart 2012 Pazartesi

Komşufırın 'dan Elmalı Kek


      Uzun bir zaman oldu canım çekmezdi bu ara gelip gidiyor aklıma, Şöyle üzerinde elma dilimleri olan tarçın kokulu mis gibi bir elmalı kek, içinde birazda fındık olsa pek makbul olurdu anlıyorum. Galiba fena canım çekiyor. Eh bir sürü tarif var bir sürü de yapan usta, İnternet alemi herkesi bulmanıza yardımcı oluyor farkındayım. Birçok blog sahibi ahçı yazmış elmalı kek fakat birçok da yorum almış umarlı ve umarsız kah ağlar kah gülersiniz (Google arama sonuçlarında 845 bin arama sonucuna sahip )...



     Elmalı Kek dedigimiz gibi bir usta işi olmak zorunda belli başlı konulardan birisi. Tadı tuzu ağzınızda dağılsa pekde hoş olurdu. Ozaman size işin sırrını söylemek lazım

        Bütün İstanbul 'u saran bir Komşumuz var biliyoruz yer ve yer hatta mahalle mahalle Komşufırın 'lar. Suadiye 'de gezinirken bir grup arkadaşlarımızla bir anda o müthiş koku dağıldı yaklaşık 100m ilerimizdeki Komşufırın 'da pişen elmalı kek  aklım başımdan gitti sanırım.

       Hemen misafiri olduk o anda, 2 adet keki bir anda alıp çaylarımızla birlikte o güzel yerde afiyetle yedik. ve ben size derimki Komşufırın Elmalı kekin tarifinide biliyor yapmasınıda. Kendinize bir güzellik yapın Elmalı kek ısmarlayın elimin tadı başka derseniz bu ellerinkide öyle derim.

bu tad komşunuzda ve heryerde ersince den size tavsiye ... Bu kek yenir.

3 Mart 2012 Cumartesi

Moda sahili 'nde farklı bir yol

         Moda sahili denince aklıma hemen deniz geliyor ve büyüsü Tarih çok eski zamanlardan beri insanların duygularını yoklayan bir yer burası. Adı üstünde çünki Moda sahili ...

Farklı tarzlarda bir çok insan olabiliyor aynı anlarda, Güzel görüntülerse martıların deniz üstündeki heyâcanları.

Fotoğraf makinesi olan güzelleri hiç söylemek bile istemiyorum, Köşe başında ayyaş ayyaş takılan yakışıklıda güzel bir çift söz ederse hiç şaşırma. Türlü türlü heyecanları var işte.

Yakın zamanda uğradım ve güzel bir yer gördüm demeden edemiyecegim ' Komşufırın ' dan o güzel çayından alıp yürüyünce o soğuk tenha kalmış yere farklı pencerelerden bakıyormuşum gibi geldi dünyaya.
O gün ve aklımdaki anısıyla Moda sahilin 'deki farklı bir yol çizildi kafama...

' Hayat 'ın günlük zamanı'


1 Mart 2012 Perşembe

Bugün bir AŞK aradım

Bugün bir aşk aradım

Bilmiyorum hiç bilmedigim günlerden biriydi
Hatırlamanın bile zor olmasını istedigim saniyelerdi sanırım
Anlatmak istediklerimdense, duymayı hissettigim anlardı belkide
Bilmiyorum bu gün bir aşk aradım şuursuzca...



Geçmişin ne oldugunu sormadan anlatmak
Yaşadıkca harcanmakmı, uğur olmak?
Yoksa edebiyata dökülmüş bir kaç parça, not aldıran dizelermi ?
Anlatamıyorum bu gün bir aşk aradım, apansızca

Hadi anlat desem binbir geceden masallar, anlarım
Anlatamıcak kadar olsam şaşkın, kaçarım
Korkutugum dakikaları ele alsam, Her türlü
Söylüyorum bu gün bir aşk aradım, Derdini anladıgım

Farkettim yinede, Aslında hep oldugunu
Geçte olsa en güzel gülünde soldugunu
Bilmem hep bir yara olsada, Ruhumda
Bugün bir Aşk aradım...


Ersin Karadaş
01 Nisan 2009 saat gece 2 ye 10 var..

Diğer başlıklara hemen gözat ...